DOLAR | ![]() |
|
EURO | ![]() |
|
IMKB | ![]() |
MÜSLÜMAN TÜRK ÇOCUKLARINA ASİMİLASYON YAPILIYOR!
Fikret Özdemir açıklamasına devam ederken “Almanya’da Aile ve Çocuğu korumakla görevli olan Gençlik Dairesi Jugendamt Söz konusu Türkiye kökenli ailelere yönelik uygulamaları Gurbetçi vatandaşlarımızın tepkilerine yol açmıştır. Gençlik dairesinin Türkiye kökenli ailelere karşı tutumu Gurbetçilerimize karşı yapılmış bir takım olumsuz gelişmelerinde yaşandığı görülüyor. Türk ailelere yönelik yanlış anlamalardan doğan teşhisler, yaşanan sorunlara orantısız yaptırımlar ve yanlış yöntemler Gençlik Dairelerinin müdahil olduğu ortaya çıkan yanlış hatalardır. Gençlik dairelerinin ailelerden aldığı çocukların yasalara aykırı bir şekilde farklı kültür ve dine sahip aileye verilmesidir. Bu durumda Müslüman Türk ailelerden alınan çocuklarımızın Devlet eliyle asimilasyona götürdüğü bir yoldur. Yerel gençlik dairesinin göçmen ailelere yönelik uyguladığı uygulamalarda farklı amaçlar mı güdüyor? Sorusunu akla getiriyor.” dedi.
BİR ANNEYİ ÇOCUĞUNDAN AYIRAMAZSINIZ!
Özdemir açıklamasına devam ederek Bu uygulama çok yanlış. Dünyadaki hiçbir yasa bir annenin çocuğundan ayrılmasına izin veremez. İnsanların renkleri kökenleri ne olursa olsun evlatlarından uzaklaştırılması hiçbir vicdana yaraşmaz. Özellikle bu uygulamanın Devlet eliyle yapılması Yasalara karşı olan güveni sarsıyor. Yerel gençlik dairelerinin Türkiye kökenli aileleri ilgilendiren adına sözde çözüm maksatlı müdahalelerinin ne gibi sorunlara ne vahim sonuçlara yol açtığını ortaya koymaktadır. Çocuklarımızın aileleriyle olan ilişkilerine yönelik hassasiyet dikkate alınmadan ailelerinden koparılmış oldukları açıkça gözükmektedir. Gençlik dairelerinin bu tip sorumsuz yaklaşımları Gurbetçi ve Müslüman ailelere yönelik uyguladığı bu yanlış tutumlar Ailelerin bölünmesinden tutunuzda daha vahim sonuçlara yol açmaktadır. Alman Hükümetinin bu konuda çalışma yapması gerekir. Gençlik dairelerinin Müslüman kökenli ailelere karşı yapılan akıl almaz tutumuna karşı bir an önce yetkililerin harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
EL KONULAN ÇOCUKLARIMIZ GELİR KAPISI OLDU!
Gökay Düz’ün altını çizdiği ‘gelir’ meselesi, aslında sürecin en önemli boyutlarından. El konan çocuklar, bazı kurumlar ve aileler için tam bir gelir kapısı. Daireler, çocukları yerleştirmek için kendi yurtlarını ya da bakıcı aileleri kullanıyor. Buna ek olarak da sosyal ve dinî kurumlarla işbirliği yapıyor. Birçok eyalette kilise yurtları ile yakın çalışan Gençlik Daireleri, çocukların ve gençlerin çoğunu bu yurtlara yerleştiriyor. Almanya genelinde daire yurtlarının yüzde 80’i kiliselerin. Uygulama kiliseler için de önemli bir gelir kaynağı. Çünkü Gençlik Daireleri, yurtlara çocuk başına günlük 70 ile 100 avro arasında değişen miktarlarda yardım yapıyor.
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI İNSİYATİF ALMALI
Fikret Özdemir ” bu konuda göze çarpan en büyük eksiklik ise Almanya da ki Türk sivil toplum kuruluşlarımızın birlikte hareket etmemesi ve yok denecek kadar az olması Bu alanda ailelere yardımcı olacak uzmanlaşmış bir dernek yok. Avrupa’da ki sivil toplum kuruluşları kişisel kavgayı ve gururlarını bir kenara bırakarak toplu hareket etmeli. Gerek Avrupa’da ki Sivil toplum kuruluşları gerekse Türkiye’de ki STK’lar bu olaylara çare bulmazsa nefisleri kabul etmese bile bir gün varacakları yalan, hile ve dalkavukların olmadığı ilahi adalet huzurunda ne cevap verecekler merak ediyorum.
Avrupa’da yaptıkları ile övünen Sivil Toplum kuruluşlarına soruyorum;
1.Kayıp yavrularımız ile ilgili ne çalışmalar yaptınız?
2.Eroin, esrar ve uyuşturucu tuzağındaki gençlerimiz ile ilgili ne girişimlerde bulundunuz?
3.Dağılan ve bozulan aileler ile ilgili projeleriniz var mı?
Ne kadar gündeminizde ve bu konuda ne çalışmalarınız, projeleriniz var? Bir resepsiyona davet edilmedi diye ortalığı karıştıran dernek başkanlarımız nerede?
Avrupa da hemşericilik ilçe ve köy dernekleri kurarak buraları kahvehane haline getirmeyelim. Eğitim yuvası yapalım dediğim zaman şahinleşen dernek başkanlarının bu konularda sustuğu bir tek dahi projelerinin olmadığını görüp göreve davet ediyorum. Kültürel hizmet gurbetçilerden toplanan paralarla senede bir piknik yapmak la olmuyor. Nefislerine dokunulduğu zaman, resepsiyonlara gidemediği zaman kral kesilen bu kardeşlerimize tavsiyem yukarıda belirttiğim konularda şahinleşmeleri ve toplu hareket etmeleri gerekir. 15 senedir yavrusunu alamayan, kapı kapı dolaşan Adanalı gurbetçi kardeşimizi tanıyor musunuz? Küçücük kızı elinden alınan D. Hanım kardeşimizin çığlığını hanginiz duydunuz? Neden sustunuz. Alman ailelere verilerek asimile edilen yavrularımızın çığlıkları sizlerin vicdanını hiç mi rahatsız etmedi nasıl uyudunuz? Hani nerde açtığınız dernekler? Oraları kahvehane haline getirmeyipte bu yavrularımızın dertleriyle dertlenseydiniz…
Allah aşkına Cumhuriyet resepsiyonuna çağrılmadığınız zaman attığınız çığlığın kaçta birini bu gibi olaylar için attınız? Unutmayın bu dünya baki değil isteseniz de, istemeseniz de musalla taşına uzanacaksınız… Kabre varacaksınız Ogün ne forsunuz nede dalkavuklarınız olacak ve o yavrular mahşerde sizleri bekleyecek…
Fikret Özdemir açıklamasına şöyle son verdi "Avrupa'da yeni oluşum içerisinde olan Gurbetçilerimiz tarafından kurulan Koruyucu aile derneği var ve bu çalışmalar destek verilmeli şeklinde belirtti.
Kaynak avrupabulteni.com