DOLAR | ![]() |
|
EURO | ![]() |
|
IMKB | ![]() |
O bir davasına sadık bir beyefendi idi.
Bu ölümlü dünyada dava adamı kolay olunmuyor. İnsanlar genelde midesine düşkün olanlar ve davasına sadık olanlar olarak ikiye ayrılırlar. Midesine düşkün olan birisinin; en ufak bir menfaat karşılığında satamayacağı hiçbir değeri yoktur. Ve dünya tarihi sayısız bu örneklerle doludur. Ama gerçek bir dava adamı öyle midir? Gerektiğinde itilir; kakılır, hor görülür hatta ve hatta şiddete maruz kalabilir. Ama gerçek bir dava adamı inandığı ilkelerden zerre taviz vermeye hiçbir şekilde yanaşmaz. İşte size bugün gerçek bir dava adamının rahmetli Gündoğar ağabeyimin hikayesini anlatacağım.
Biz Türkler, 1960’lı yıllarda Almanya’ya işçi olarak geldiğimizde, dini vecibelerimizi yerine getirecek imkanlar neredeyse yok gibiydi…
Bu konudaki sıkıntılarımız o dönemde had safhadaydı.
Doğru düzgün toplu halde namaz kılınacak bir mekan dahi yoktu… Yıllarca barakalardan kötü yerlerde Cuma namazlarını eda ederek geçti yıllar.
Yani dört dörtlük Camii zaten hiç olmadı o dönemler.
O kısıtlı imkanlar dahilinde dinimizi burada yaşayan gurbetçi kardeşlerimize daha iyi yaşatmak adına kolları sıvayan ve bu alanda inanılmaz güzel hizmetler veren dava adamları çıktı...
Bu insanlar dan biride merhum Mehmet Gündoğar.
Sadece Allah rızasını gözeterek insanlarımızın dini vecibelerini daha rahat yerine getirebilmeleri için kendisini bir ömür bu işe vakfetmiştir.
Münich’deki insanlarımızın milli ve manevi bilgilerinden kopmaması için burada fedakarana işler yapmıştır merhum dava adamı Mehmet abim.
İşte bu değerli merhum Mehmet abimiz fedakarlık ederek güçlü cemiyetler oluşturdu.
Kendisi o kadar davasına sadık bir insan olduğunu aşağıda yazacaklarım belge gibidir
2000’li yılların başıydı. O dönemde Refah partisinden büyük kopmalar olmuş; Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’ın başını çektiği grup yeni parti kurmak için kollarını sıvamıştı. Recep Tayyip Erdoğan, kuracağı parti için nabız yokluyor ve partiye katılımın çok olması için adeta mekik diplomasisi yürütüyordu. O dönemde Münih’te de büyük bir hareketlilik vardı. Uzun yıllar müslümanlara aktif hizmetler veren Milli Görüş camii cemaati de adeta ikiye bölünmüştü. Hararetli tartışmaların ardı arkası kesilmiyordu. Bizim de Freising grubu olarak başını çektiğimiz büyükçe bir grup; Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarına müthiş kızgındık. Değerli Erbakan Hocamıza yapılan bu saygısızlığı ve ihaneti asla affedemiyorduk. Neticede bu anılan insanlar politikada bir yerlere Erbakan hocamızın sayesinde gelmişlerdi. Bu kopuşu bir türlü hazmedemiyorduk. O günlerde Allah rahmet eylesin gerçek bir dava adamı olan Gündoğan ağabeyimize de yeni oluşumda yer alması için bizzat Recep beyden teklif götürülmüştü. Ama Gündoğar ağabeyim gerçek bir adamlık refleksi ile önüne gelen parlak teklifleri reddeden ve ‘Hocamıza ihanet edenlerle benim aynı konpartımanda yolculuk etmem düşünülemez diyerek kapıyı kapatmıştı.
Hiçbir zaman eğilip bükülmeden gerçek bir dava adamı vasfını ortaya koyan gerçek bir Erbakan aşığı Mehmet Gündoğar ağabeyimize Allah’tan rahmet diliyorum.